Sosyal hayatı mahveden hastalık: Balık Kokusu Sendromu

Tıbbi Genetik ve Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi’nden Prof. Dr. Zeynep Ocak, toplumda “balık kokusu sendromu” olarak bilinen Trimetilaminüri (TMAU) hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Bu hastalığın genetik kökenli bir metabolizma bozukluğu olduğunu vurgulayan Ocak, sosyal hayatta ciddi izolasyonlara yol açabileceğine dikkat çekti ve farkındalık çağrısında bulundu.

Kokusu Parçalanamayan Molekül Sosyal İzolasyona Sebep Oluyor

Prof. Dr. Ocak, Trimetilaminüri’nin, bağırsakta bazı gıdaların sindirilmesi sonucunda oluşan trimetilamin (TMA) adlı kokulu bileşiğin, karaciğerde etkisiz hale getirilememesiyle meydana geldiğini söyledi. “Normalde FMO3 enzimi bu maddeyi kokusuz hale getirerek trimetilamin-N-oksit’e çevirir. Ancak FMO3 genindeki patolojik değişiklikler nedeniyle bu süreç aksar. TMA birikir ve ter, idrar ve nefes yoluyla dışarı salınır. Sonuç olarak, kişide keskin ve kalıcı bir balık kokusu oluşur,” açıklamasında bulundu.

Hastalığın Genetik Temeli: FMO3 Geni

Hastalığın, FMO3 genindeki mutasyonlar sonucu meydana geldiğini ve otozomal resesif (çekinik) kalıtım gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ocak, bu nedenle genetik danışmanlığın önemini vurguladı. “Tanı genellikle klinik gözlemle başlar. İdrarda trimetilamin düzeyi ölçümü yardımcı olabilir. Ancak en güvenilir yöntem, FMO3 geninde mutasyon analizidir,” şeklinde konuştu.

Tedavi Olmasa da Yönetim Mümkün

Trimetilaminüri için kesin bir tedavi bulunmasa da, trimetilamin üretimini artıran gıdalardan kaçınmanın önemli bir yönetim stratejisi olduğunu belirten Prof. Dr. Ocak, “Yumurta, deniz ürünleri, bazı baklagiller ve karaciğer gibi TMA içeriği yüksek gıdaların sınırlandırılması; aktif karbon, düşük doz antibiyotikler ve B2 vitamini (riboflavin) takviyesi ile semptomlar hafifletilebilir,” dedi. Ayrıca kişisel hijyen, stres yönetimi ve çevresel destek de yaşam kalitesini artırıyor.

“Bu Bir Temizlik Değil, Genetik Sorun”

TMAU’nun hijyen eksikliğiyle ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Ocak, şu uyarıda bulundu: “Bu bireyler genellikle kokuları nedeniyle toplumdan dışlanıyor; eğitim, iş ve sosyal yaşamda ciddi zorluklarla karşılaşıyorlar. Ancak bu durum temizlikle ilgili değil, genetik ve biyokimyasal bir hastalıktır. Bu yüzden doğru tanı ve genetik danışmanlığın, hem birey hem de aile için hayati öneme sahip olduğunu unutmayalım.”

Related Posts

Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor

Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu da su kaybını artırır. Şeker oranı yüksek bu içecekler kan şekerinde dalgalanmalara da yol açabilir. Özellikle diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalığı olanlar için bu içecekler risklidir” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın yeni düzenlemesi “tetkik kısıtlaması” getirdi: TTB’den “Hekim bağımsızlığına darbe!” tepkisi geldi!

“Hangi branştan olursa olsun bütünlüklü bir değerlendirme yapmak her hekimin hem görevi hem sorumluluğudur”

Yabancılar aile hekiminden hizmet alabilir mi? Aile Hekimliği düzenlemesinin detayları

Aile Hekimliği Kanunu’nda yapılan yeni düzenlemeye göre; aile hekimleri, hafta sonları ve genel tatil günlerinde akupunktur ve fitoterapi hizmeti verebilecek, her basamakta ücretli olan ‘özel amaçlı raporlar’ aile sağlığı merkezlerinden daha az ücret ödenerek alınabilecek. Peki yabancılar aile hekiminden hizmet alabilir mi? İşte yeni düzenlemenin detayları.

Erken tanı umut veriyor: Belirtiler 5 yaşında kaybolabilir

Antalya Bilim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serhat Nasıroğlu’nun 1465 çocuk üzerinde yaptığı araştırmaya göre, otizmde erken tanı ve yoğun eğitim, çocukların tanıyı tamamen kaybetme şansını artırıyor. Tanıyı kaybeden çocukların teşhis yaşı ortalama 2,4; tanıyı bırakma yaşı ise 5,5.

Gençleşme vaadiyle gelen büyük tehlike! Hormonları mahvediyor, sakın yüze sürmeyin

Sosyal medyada yaygınlaşan tehlikeli bir güzellik trendi, kadın sağlığını riske atıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, östrojen içerikli vajinal kremlerin yüz bölgesine uygulanmasının ciddi hormonal dengesizliklere ve uzun vadede kanser riskine yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Görülme yaşı 15’e kadar düştü! Ani ve zorlayıcı hareket sonrasında başlıyorsa dikkat

Bel fıtığının katlanarak arttığını söyleyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ferda Özdemir, son yıllarda ise gençler arasında daha sık görüldüğüne dikkat çekti.